Büyük Faşa Çayı menzili

0
48

Yukarıda yazılan 5 adet iskeleleri bir gün bir gecede geçip nice bin seyirler edip Gönye’den 100 mil olmuş, ertesi gün;

Büyük Faşa Çayı menzili: Büyük bir nehirdir ki Tuna gibi bir geniş nehirdir. Bazı yeri bir mil enli, bazı yeri yarım mil dar ma-hallerdir. Ama derinliği 8 kulaç ve 10 kulaç geçit yeridir. İçine Mikrilistan ve Abaza vilâyetine giden gemiler girip 100 mil yukarı giderler. Hayat suyunu andırır büyük nehirdir. Karadeniz’in poyraz tarafı bitiminde bir körfez bucağına vaki olmuştur.

İstanbul’dan bu yere gelinceye kadar 1300 mildir. Karadeniz’in bir ucu bu Faşa Çayıdır. İstanbul’dan Faşa Nehri 1300 mil.

Kaynağı, Mikrilistan, Gürcistan, Dağıstan ve Kabartay Çerkezistanı aralarında Elburz Dağı’ndan, Obur Dağı’ndan ve Sadşe Dağlarından toplanıp güney tarafa akarak Mikril ve Abaza arasında Karadeniz’e katılır.

Doğu tarafı baştan başa âsî Mikrilistan köyleridir. Batı tarafı Abazistan’m Çaçlar kavmi memleketidir. İki tarafı da sık ağaçlık ve ormanlık olduğundan Abazalar Mikril’i, Mikril Aba- zaları çalıp bezirgânlara satarlar.

Bazı tarihçiler bu Faşa Çayı için Şirvan, Gilân ve Demirkapı Denizi ki ona tarihçiler Hazar Denizi derler,

“Bu büyük çay o denizin ayağıdır ki Karadeniz’e katılır”, derler. Ama bu Faşa Nehri hayat suyudur. Gilân Denizi Karadeniz kadar bir denizdir, belki daha geniştir. Yılan zehiri gibi acı, büyük bir denizdir.

Karadeniz ile o Hazar Denizi’nin arası on beş konak yerdir ki Kabartay Çerkezi yurdu ve Dağıstan yurdunun Elburz Dağı var. Nasıl ayağı olup da Hazar Denizi Haraz Karadeniz’e katılabilir. Eğer derlerse,

“Yer altından akacak yol bulup gelir” derlerse Hazar Denizi acıdır; bu Faşa Çayı hayat suyu gibi tatlıdır. Bu görüş gerçeğe aykırı bir görüştür.

Bu Faşa Çayı’nı geçtikten sonra artık batı tarafına yönelip tam bir günde Karadeniz kenarınca gidip.

Şehnaze diyarı yani Abaza vilâyetinin özellikleri

Baştan başa Karadeniz’in doğu kısmı kıyısında bulunup başlangıcı Faşa Çayı, bitiş sınırı batı tarafında, kırk iki konak yerde Kefe eyaleti hükmünde Taman Adası yakınında Anapa Kalesi limanında son bulur, upuzun Abaza vilâyetidir.

Abaza kavminin ilk ortaya çıkışlarının anlatılması: Tuhfe kitabının görüşüne göre: Ne zaman ki Cenâb-ı Bârı, Hazret-i Âdem’i yer yüzünde kudret eliyle yarattığında Tatar sıfatlı yaratıp cennet-i me’vâsmda yakınına davet edip bütün meleklere emredince [256a] Hz. Âdem’e secde ettiler, ancak hilekâr İblis secde etmedi. Buna kesin delil; Kur’ân’da;

“[Hani meleklere, Âdem’e secde edin demiştik de] İblis’ten başkası hemen secde etmişlerdi” [Bakara, 34] âyeti açık delildir.

Daha sonra Cenab-ı Allah’ın ezelî iradesi o imiş ki, Hazret-i Âdem’in soyundan Hazret-i Risâlet’i getirip yeryüzünde son pey-gamber ve iki dünyada şefaatçi ede.

Hazret-i Âdem’i buğday bahanesiyle yer yüzüne indirip Hindistan’da Serendil (Seylan) Adası’nda nice zaman bekâr olarak yaşadı. Daha sonra Mekke-i Mükerreme’de Arafat Dağı’nda Hazret-i Havvâ ile buluştuğu için Arefe Dağı dediler.

Muhammed ibn İshak

Muhammed ibn İshakin görüşüne göre; Hazret-i Havvâ’dan kırk bin evlâdı Tatar sıfatında olup evlattan evlâda yeryüzüne yayıldı. Cennet’de Âdem Safî, Arapça ve Farsça konuşurken yeryüzüne inince dalgınlıkla Arapça’yı unutup İbrî (îbranice), Süryanî ve Dehkalî ve Derî dillerinde kelimeler söylerdi. Ki hâlâ Funcistan ve Berberistan memleketlerinde ve diğer Afrika vilâyetlerinde konuşulan değişik dillerdir. Tâ Nuh Tufam’na dek bu diller ile konuşup geçinirlerdi.

Tufan’dan sonra Hazret-i Nuh’un oğullarından Hâm, Sâm ve Yâfes evlatlarından 72 millet ve 72 dil ortaya çıktı. Sonra Hazret-i İsmail’de Araça ve Farsça duyuldu. Ondan sonra yeryüzüne çeşitli milletler yayılınca her memlekette birer dil ortaya çıktı guided istanbul tour.

İlk defa değişik diller ortaya çıkaran Hazret-i İdris’tir. Zira Cenâb-ı Bârı ilk defa/ona nice bin ilim ihsân edip kâtip idi. Vahiy ile inen suhufları yazıp biraraya getirirdi.

Tufandan sonra bütün kitaplar, Eski Mısır’ın batı tarafında Nil Nehri aşırı Heremeyn (Ehram) Dağları’dır ki onlara hâlâ Firavn Dağları derler, yanlıştır. Tufan’dan önce yapan Kâhin Surid’dir. Hazret-i îdris’in bütün kitaplarını bu dağda saklayıp Tufan’dan sonra o kitapları çıkarır, bütün eski bilgin ve filozoflar okuyarak 147 adet çeşitli diller ondan yayılır.

İsmail Nebî’den Arapça ve Farsça ortaya çıktı. Hazret-i Ays’dan Türk dili yayıldı ki Tatar dilidir. Sözün kısası Cenâb-ı Hak, Arap ve Tatar’dan bu cihanı adet çeşitli kavimler ile süsledi.

Tatar’dan ilk başta meydana gelen çeşitli kavimlerden

Tatar’dan ilk başta meydana gelen çeşitli kavimlerden: Evvelâ, Tatar kavmi, Hindli, Sindli, Muğânî, Lûristanî, Moltanî, Banyanî ve Hindistan’ın ateşe tapanları, on iki kavim ve on iki dildir.

Çin, Hıtâ, Hoten, Fağfur, Kavzak, Moğol, Noğol, Türk-Tatar, Özbek ve Acem kavimleri, Dağıstan’da Kumuk ve Kılmah kavimleri, on iki kavim ve on iki dildir.

Nogay, Heşdek, Lıbka, Çağatay, Lezgi, .Gürcü, Mikril, Şavşad, Dadyan, Açıkbaş, Ermeni, Urum, Türkmen, Kababıta ve İsrailî yani Yahudi ve Moskov, Gürcü’dendir.

Ya’kubî, Karayı ve Frenk, on iki kavim ve on iki dildir, Yahudidir ama Mesihâ mezhebdirler.

Evvela Ispanya, Fransa, Ceneviz, Portakal, Venedik, Dodoş- ka, Sırp, Latin, Bulgar, Hırvat ve Luturyan ve Talyan (Italyan) dili .

Acem’den meydana gelen keferelerin ilkleri Menuçehr’in ev-latlarından dördü kaçıp Eğri taraflarında yerleştiler Çandalar aşireti.

“Siz kimsiniz?” diye sorduklarında “Men çârız” yani “dört âdemiz” dediler, “Men çâr”dan bozulma “Macar” kavmi oldular ki 15 adet kavim keferelerdir. İlkleri Orta Macar, Erdel Macar, Seykel, Saz, Hayduşak, Leh, Çeh, Korul, Tot, Karako, Rus 12 kavimdir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz